“En sevdiğim kitaplardan biri. Defalarca, sıkılmadan okudum.” –Margaret Atwood
Prometheus Şeref Kürsüsü Ödülü
“BİLİNÇLENENE KADAR ASLA İSYAN ETMEYECEKLER, İSYAN EDENE KADAR BİLİNÇLENMEYECEKLER.”
George Orwell yazdığı kitaplar ve denemelerin yanı sıra kişiliği, ideolojisi ve yaptıklarıyla da 20. yüzyıla damga vuran, hatta çağımızı değiştiren bir isim. Orwell’in maharetleri her ne kadar kitaplarıyla sınırlı olmasa da başyapıtı 1984 sadece distopya edebiyatında değil, dünya edebiyatında bir mihenk taşı.
Yıl 1984. Savaş ve devrimden sonra değişmiş, tanınmayacak halde bir dünya. Bu dünyayı kontrol eden üç büyük ülke: Okyanusya, Avrasya ve Şarkasya. Okyanusya’da iktidarı elinde tutan Parti. Parti’nin sureti Büyük Birader. Herkesin gece gündüz, adım adım izlendiği bir düzen. Eylemleri ve hatta düşünceleri kontrol altında tutan Düşünce Polisi.
Winston Smith, bu totaliter düzen içinde, Hakikat Bakanlığı’nın Arşiv Bölümü’nde çalışıp büyük bir özenle geçmişi Parti adına yeniden yazmaktaydı. Ancak içten içe özgürlük ve sisteme karşı başkaldırma hayalleri kuruyordu. Kendisi gibi düşünen, Parti’yi çökertmek isteyen başkalarının olduğuna da emindi.
Kendisiyle aynı uğurda savaşan yoldaşlarından birine âşık olup en büyük yasaklardan birini çiğneyen Winston, bu isyanında savaşın, özgürlüğün ve cehaletin ne anlama geldiğini, bireyselliğin bedelinin ne olduğunu, iktidarın sınırlarının nereye kadar uzandığını zor yoldan öğrenecekti.
1984, özgürlüğün ve özgünlüğün karabasanı.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli