Ali Şiası Safevi Şiası

Bugün Islam dünyasinda siddetlenen bu yalanci savas Ali Siasi’yla Muhammedî Sünnîligin savasi degildir. Bu savas, “Safevî Siasi”nin “Emevî Sünnîligi” ile savasi olup Safevîler’in Osmanlilar’la savasinin ve bu iki düsman devletin siyasette dini kullanmalarinin yansimasidir. Ikincisi, Islam ülkelerinin her yaninda yeni yeni canlandirilan ve düzenli programlarla, düzenli isleyen bütçe, hesap, kitap ve taktiklerle icra edilen bu savas, Islam-Siyonizm savasindan sonra ortaya çikmistir. Bu savas, bütün halkin ve özellikle gerçek Ali Siasi ve Muhammedî Sünnîlik âlimlerinin düsüncesinde Müslümanlarin ortak dis tehlike karsisinda birlik, beraberlik ve dayanisma fikri gündeme geldikten sonra gündeme gelmistir. Plan, cephe gerisinde tefrika çikarma planidir. Bu, Müslümanlarin Siyonizm tehlikesinden gâfil kalmalarini saglamanin en iyi yoludur. Amaç, Sünnî halkin, Islam’in tehlikesi Siîliktir, diye korkmasini saglamak, Siî halki da, Islam’in tehlikesi Sünnîliktir, diye korkutmaktir! Düsman için bundan daha iyi bir basari olamaz. Öyle bir plan or-taya koyarlar ki karsi cephede düsmana saldirmak için ayni siperin içerisinde pusu kuran iki asker ansizin birbirinin canina kast eder ve beriki, “Kapiyi Hz. Fatima’nin bögrüne vuran sendin.” diyerek arkadasinin yakasina yapisirken öteki de “Ömer’e söyle böyle diyen sendin ha?” diye berikinin yakasina yapisarak bagirir. Bu iki kardesin kopardigi yaygara ve Islam’in ilk dönemindeki anlasmazliklari düzeltmek için çikarilan kargasa arasinda biri kulak kesilse, irmagin bati kiyisindan zafer ve alay kahkahasini duyabilir.