Baharat ve Güç

Deniz Gürsoy, baharatin serüvenini masal tadinda anlatiyor Baharat ve Güç'te. Baharatin savaslar çikartan gizemini tadinda, kokusunda, sifasinda ve elbette tarihin derinliklerinde arastiriyor..."Bir varmis bir yokmus... Deve tellal iken, pire hammal iken ve ben dedemin besigini tingir mingir sallar iken, develerin hörgücüne asili keçi kilindan yapilmis heybelerin içinde çesit çesit baharat varmis. Yüzlerce deve birbiri ardina dizilir, etrafa mis gibi tarçin ve kakule kokulari yayarak aylar süren, uzun mesafeler asilirmis. Evet, bu defa hikâyemiz biraz masalimsi, biraz gizemli oldugu kadar hos kokulu da. Bazen acimtirak ama her zaman bir lezzet. Baharattan söz ediyorum tabii. Nefis kokulu ve katildigi yiyecek ve içeceklere hos tat veren baharatin kültürü, dolayisiyla da hikâyesi çok zengin oldugu gibi, baharatin, tarihin akisinin yönünü degistirebilecek kadar da stratejik, ticari bir önemi vardir. Baharat ugruna servetler kaybedilmis, servetler kazanilmis, imparatorluklar çökmüs, imparatorluklar yesermis ve sonunda, yanlislikla da olsa, onun sayesinde yeni bir kita kesfedilmis. Baharata duyulan istah binlerce yil sürecek olan insanlik tarihin-deki degisimi körükleyecek yakiti saglamistir. Hatta baharat ticaretinin tarihçesi, dünya tarihinin belki de en önemli konusuyla kökten baglidir da haberimiz yoktur. Bati ile Dogu arasindaki binlerce yildir varligi hissedilen medeniyet çatismasinin kökeninde sakin baharat ticareti yatiyor olmasin? Bati ile Dogu arasindaki zenginlik ve güç dengelerini etkilemis olan baharat degil de nedir?"