Bellek Tiyatrosu

Simon Critchley bosaltmak üzere geldigi ofisinde, ölmüs bir filozof arkadasinin yayinlanmamis yazilarini, hazirladigi tuhaf bir takim kartlari içeren ve her birinin üzerinde burç isaretleri olan kutular bulur. Yalniz bir burç eksiktir. Karistirdigi bu kutular arasinda kadim hatirlama sanati hakkinda parlak bir metin ve çesitli filozoflarin hayatlarinin dönüm noktalarini kaydedip ölecekleri tarihleri tahmin eden astroloji kartlari bulur. Bunlardan birisi de kendisi hakkindadir; çok ciddiye almamis gibi yapar ama fena halde meraklanmistir. Neden sonra son kutuyu da bulur, onun içinden de Giulio Camillo’nun on altinci yüzyilda dönemin bilgi birikiminin neredeyse tamamini içerecek sekilde tasarladigi bellek tiyatrosunun maketi çikar. Maketle birlikte sanrilar da baslar...
Felsefi metinleriyle tanidigimiz Critchley’in bu kitabinin türünü belirlemek biraz zor. Edebi bir dille yazilmis bir kurmaca, yer yer otobiyografi, felsefi bir risale ve tarihsel bir inceleme... güzelligi de burada.