Beyaz Dağ'da Bir Gün / Dersim Defterleri

15 Agustos 1938’de Dersim’de neler oldu? Inip kalkan süngüler, durmaksizin çalisan makineli tüfekler, vurulup üzerlerine düsen yakinlari sayesinde hayatta kalan çocuklar, bebeklerini kurtarmak için azgin derelere birakan anneler, evleri barklari dagilan aileler, iskenceler, eziyetler… Cumhuriyet tarihinin kara sayfalarindan biri olan Dersim Harekâti’nin taniklari aradan geçen onca zamana ragmen olan biteni aci içinde hatirliyorlar. “Tertele” taniklarinin dehset verici hikâyeleri bir insanlik dramini gözler önüne seriyor.Emirali Yagan’in, Dersim Harekâti’nda sergilenen siddetin doruk noktasina vardigi 15 Agustos 1938’de Beyaz Dag’da yasananlarin taniklariyla görüsmeleri bir araya getiren kitabi, ayni zamanda Dersim’deki gündelik hayatin, kültürün detaylarini da ortaya koyan bir çalisma.“… Beni bu ölülerin arasinda birak, ben bir ölüyüm, benimle oyalanma, var git sen kendi selametini ara! Bir alay asker gelse atik umurumda degil; bu yüzkarasi dünya yasanacak bir dünya degil!”“… Ablamin agirligi üzerime bindi. Agirligi altindan kurtulmak yerine tirnaklarimla topragi kaziyor, yerin dibine girmeye çabaliyorum. Üzerime ablamin ilik kani bosaliyor. Ben ha bire topragi tirnakliyorum. Topragin altina girmek için cebellesirken kendimden geçmisim…”“… 38’den sonra yirmi yil bizim buralarda davul zurna çalinmadi. Dügünler sessiz törensiz bir biçimde olup bitiyordu.”