Damgalanan Mekanda Yaşam: Bir Kentin 'Öteki'si Olmak

Ulusal sinirlarin gitgide daha fazla asinmaya basladigi günümüz toplumlarinda, ‘öteki’ ile temasin kaçinilmaz bir hal almakta oldugu ve bugüne dek sorgulanmaksizin kabul gören pek çok farkli kimlik tanimlamasinin ardindaki kurgusal arka planin gözler önüne serilme sürecinin hiz kazandigi görülüyor. Peki, tözsel bir kimlik tanimlamasindan söz etmeyi ve mevcut tahakküm biçimleriyle yola devam edebilmeyi güçlestiren günümüz toplumsal dönüsümlerinin; yüzyillardir ezilen ve sesini duyurmakta zorlanan halklar açisindan umut vaat edici gelismelere vesile olabilmesi mümkün müdür? Söz konusu dönüsüme 2016 yilinda, varligina neredeyse eszamanli bir biçimde sahit olunan bunalim ve ayaklanma hareketlerinin eslik etmesi, bu anlamda sasirtici görünmemektedir. Günümüz toplumlari; escinsel haklarindan, etnik farkliliklara, ulusal sinirlardan, temel insan hak ve özgürlüklerine kadar pek çok tartisma konusunun masaya yatirildigi son derece kritik bir dönüsüm sürecinin içerisinde görünmektedir. Böyle bir dönüsüm sürecinde, yani dünya bir tür kimlikler patlamasina sahne olurken, Türkiye’de de kimlik sorunlarinin modern siyasetin merkezine yerlesmesi ve bu alandaki tartismalarin kendilerine siyasal ve toplumsal hayatta daha genis bir zemin bulmasi kaçinilmaz olmustur. Kimlik tartismalari ekseninde Türkiye örnegine odaklanildiginda, Cumhuriyet’in kurulusundan günümüze, hâkim ulusal kimligin karsisindaki en zayif seslerden birinin Çingeneler/Romanlar oldugu iddia edilebilir. Yasam kosullari göz önüne alindiginda onlar, Türk toplumunda çesitli gruplar arasinda cereyan eden ötekilestirme süreçlerinden belki de en belirgin olanini deneyimlemekte ve bu anlamda ‘ötekiler hiyerarsisi’ olarak adlandirabilecegimiz siralamanin en alt katindaki varliklarini sürdürmektedirler. Söz konusu topluluklarinin kendilerini hala çesitli hak talepleri ile ortaya koymaktan büyük oranda geride duruyor olmasiysa, onlarin içinden geldigi tarihsel süreci ve baglamsal yasam kosullarini dikkate almanin önem ve gerekliligini ortaya koymaktadir. Bu minvalde, Çingene/Roman gruplarinin küçük bir örnegi olan;  Çanakkale Fevzipasa Mahallesi halkini ele alan bu kitabin, mevcut soru isaretlerine kimlik olusumu baglaminda bazi yanitlar sunabilmesi umulmaktadir.