Deleuze ve Guattarı

Deleuze ve Guattari üzerine yapilmis pek çok inceleme arasinda bu kitap, bu iki düsünüre yaklasiminda tam da onlarin gelistirmeye çalistigi düsünme tarzini benimsemesiyle ayirt edilir. Bu yüzden mesele asla Deleuze ve Guattari'nin düsüncelerinin olusumunun ya da evriminin bir anlatisini sunmak degildir. Aksine kitap, baglantili kuvvetler çoklugunun kesintisiz bir olusu olarak tasarlanmistir. Bu, bizzat eserlerin, sorunsallarin, figürlerin fail oldugu "göçebe bir yolculuk"tur. Öyle ki bu yolculukta, Deleuze ve Guattari bile birer özne olmaktan çikacak ve Ronald Bogue'un güzel deyisiyle, akislar, sapmalar, mübadelelerden olusan karmasik bir yazgi içindeki failler haline gelecektir. Tuhaf bir biçimde, simdiye kadar Deleuze ve Guattari'nin eserlerinin daginikligina yapilan vurgulara karsi, bu eserleri hâlâ temel bir süreklilik içinde ele almaya olanak veren de yine bu yaklasim olacaktir. Buradan itibaren Nietzsche ve Felsefe, Fark ve Tekrar, Anlamin Mantigi, Anti-Oedipus, Bin Yayla'nin yani sira Proust, Sacher-Masoch ve Kafka okumalari, artik Deleuzoguattarici bir bedenin olusu içindeki farklilasmalar olarak görünecektir. Bu yönüyle kitap, Deleuze ve Guattari'nin düsüncelerinin titiz ve yetkin bir degerlendirmesi olarak anilmayi fazlasiyla hak ediyor...(Tanitim Bülteninden)