“Sunu bilin ki biraderim, kabaran issizligin Anadolu’yu ve onun
görkemli köylerini yutmasindan hemen sonra Alamanya’da o güne dek görülmemis bir çag baslamisti. Gurbetçilerin ogullarinin dogdugu bu çagda Alamanci sayisi gökteki yildizlarin mavi piriltilari kadar daginik fakat belirgindi. Iste bu siralarda Çankirili Demir geldi. Demir bilekli, elinden kaporta-çekicini ve çayini hiç birakmayan bu hafif kel, biyikli, göbekli hadim, tüm ecinnileri ve cigara izmaritlerini kundurali ayaginin altinda çignemek istiyordu.”
Alamanci cadi-avcisi geri döndü. Murat Basekim’in Hayal Et Hikâyeleri
kitabinda ilk kez okudugumuz Demir, yeni öyküleriyle karsimizda. Yine
dövülüyor ve dövüyor, araflara savruluyor, cehenneme inip çikiyor,
istiraplar içinde kavruluyor. Dante gibi hayatin ortasinda issiz bir
ormanda kayboluyor. Askin kiyilarinda zebanilerle cebellesiyor.
Demir Dövme Öyküleri, bekleyince sasilasmis çay tadinda bir Hevi
Metal macera. Agzibozuk, komik, tekinsiz bir modern pikaresk. Büyülü
Gerçekçilik degil, Gerçekçi Büyülülük!
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli