Demir köprüden Sağa Dönünce

İnsan, kitapçıda gördüğü bir kitabın arka kapağını niçin okur? Kffabın yazanyla tanışmak umuduyla,
Kitabın fiyatını ôğrenmek için,
Kitabın içeriğiyle ilgili bilgi almak amacıyla.
Yazarını biyografik olarak ilk sayfalarda tanıyacaksınız.
Kitabın fıyatını merak ettiyseniz o, en altta bandrolün yanında. Kitabın içeriğiyle ilgili bilgiler de hemen bu satırın altında.
İş bu kitap "Demir Köprüden Sağa Dönünce ... " hemen ilk sokaktaki tek katlı evin beton ruhlu müteahhitlere direnişini, çarpık eğitim sistemi içinde küçük yüreklerin inançla ne büyük şeyler yapabileceğini, Saatli Maarif Takvim’i yapraklarına saklanmış ülkenin yakın tarihini; Utku, Berke ve Seda adlı gençlerin ekseninde Muzaffer Sungur'un ironik diliyle anlatıyor. Yazarın psikolojik röntgenlerini çekip ışıklı panoya astığı karakterleri yorumlamak da okurun hünerine kalıyor.

"Öğretmenler, üç tarafı camekanla çevrili yanmodada, yarım çember biçimde -tipik Türk harp stratejisi- sıralanmış koltuklara oturmuş, bacak bacak üstüne atmışlar; yanın çemberin tam ortasında çemberi ikiye bölen masada Müdür Yardımcısı Bayan Çatıkkaş yerini almıştı. Utku ve arkadaşları arasında Çatıkkaş'tı, Müdür Yardımcısı Gülen Hanım'ın adı. 'Allah 'ım doğduğunda sırf eğitim camiasına ironi olsun diye mi ona bu adı vermişti ana babası? Kadının bir gün bile gülesi yok, aldırmış gülme sinirlerini, gülme sinirlerini aldıracağına öfke sinirlerini aldırsaydın yal' diye geçirdi içinden Utku."

Sahi, onlar var mıydı? Olsalar iyi olurdu ... Kim bilir belki bir yerlerde varlar.
Ama varlarsa da gittikçe azalıyorlar ...