Dikkat dağıtıcı unsurlarla dolu yoğun hayatımızda düşünmeye
gitgide daha az fırsat buluyoruz. Düşünceli bir hayatın düşüncesi
bile toplumsal hızlanmanın damga vurduğu çağımızla uyumsuz
duruyor. Koşuşturmalı modern varoluşumuz, düşüncelerimizle
vakit geçirmeye, yaşadığımız olayların ayrıntılarını
değerlendirmeye veya hayatın gizemlerine kafa yormaya alan
bırakmıyor.
Bildiğimiz kadarıyla insan, dünyada kelimenin tam anlamıyla
düşünme kabiliyetine sahip tek varlık. Peki düşünmek tam olarak
ne demektir? Hangi biçimleri alır? Nasıl öğrenilir? Sezgi, mantık,
dikkat ve muhakeme kavramlarının düşünmeyle ilişkisi nedir?
Düşünmek tek başına yapılan bir eylem midir? Düşünmenin
bilişsel ve felsefi boyutları neleri kapsar? Günümüzde kendi
aklımızla düşünmek mümkün mü? Düşünmek var olmanın bir
yolu olarak görülebilir mi? Eleştirel ve derinlemesine düşünmek
neye hizmet eder? Teknolojinin sağladığı kolaylıklar düşünme
becerimizi nasıl etkiliyor? Hızlı ve yavaş düşünmek ne demektir?
Yürümek, çokça söylendiği gibi düşünmeyi destekler mi?
Danimarkalı psikolog ve felsefeci Svend Brinkmann Düşün’de,
etrafımıza merak duygusuyla ve eleştirel gözle bakmamızı
sağlayan düşünme sanatını ele alıyor: Düşünceler arasında
serbestçe dolaşmayı ve iç sesimize daha fazla kulak vermeyi,
hayatı zenginleştirmenin bir yolu, çoğu zaman da başlı başına bir
neşe kaynağı olarak sunuyor. Düşünme keyfinin kıvılcımını
yeniden yakacak küçük ama etkili bir kitap.
Yazar Adı
Svend Brinkmann
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli