Filigree Sokağı’nın Saatçisi

Hayatı tıpkı bir saat mekanizması gibiydi, ta ki saatçisiyle karşılaşana kadar.

1883. Thaniel Steepleton küçük dairesine döndüğünde yastığının üzerinde altın bir cep saati bulur. Fakat onun bonkör hırsızlardan çok daha büyük korkuları vardır: Kendisi muhtemelen tarihin en büyük bombalı saldırısına dair bir tehdit alan Dışişleri Bakanlığı’nda bir telgrafçıdır.

Saat Scotland Yard’ı yerle bir eden bir patlamada hayatını kurtarınca Thaniel onu üreten Keita Mori’yi bulmaya karar verir. Cana yakın, yalnız bir göçmen olan Mori, ona saat mekanizmaları ve müzikten oluşan yeni bir dünyanın kapılarını açar. Fakat Mori başta zararsız görünse de beklenmedik birtakım olaylar onun bir şeyler saklıyor olabileceğine işaret eder.

Tüm bunlar olurken Grace Carrow isminde bir kadın, erkek kılığında gizlice Oxford Üniversitesi’nin kütüphanesine girer. Bir teorik fizikçi olan Grace, annesi onu evlenmeye zorlamadan önce ışık saçan eterin varlığını kanıtlamak zorundadır.

Bu üç karakterin yolu kesiştiğinde olaylar kontrolden çıkar ve Thaniel’ın, kime sadık kalacağı, geleceği nasıl şekillendireceği ve zıt fikirlerdeki iki dâhi arasından kime güveneceği konusunda bir seçim yapması gerekir.

Baştan sona etkileyici Filigree Sokağı’nın Saatçisi’nde yazar, tarihî olayları baş döndürücü hayal gücüyle harmanlayarak okuru zamanın, kaderin, dehanın –ve mekanik bir ahtapotun– buluştuğu tuhaf ve büyüleyici bir geçmişe doğru yolculuğa çıkarıyor.

“On üzerinden on.” - Spectator

“Büyüleyici.” - Guardian

“Merak uyandırıcı.” - New York Times

“Harika.” - Independent on Sunday

“Ender rastlayabileceğiniz, değerli bir kitap. Türler arasında geziniyor ve pek çoğuyla ortak noktada buluşuyor. Mizah, ince zekâ, gizem ve tehlike baştan sona kitaba bir müzik ölçüsü gibi işlenmiş. Pulley’nin gerçeğin farkında, sempatik karakterlerden antagonist yaratma becerisi etkileyici, tıpkı hikâye ilerlerken okurun devamlı tahminde bulunmasını sağlama becerisi gibi. Keyifli, büyüleyici ve son derece dokunaklı bir kitabı bitirdikten sonra onun yazarın ilk romanı olduğunu öğrenmek gibisi yok. Muhteşem bir çıkış. - Los Angeles Times

“Filigree Sokağı’nın Saatçisi bilinen tüm ezberleri bozuyor. Muhteşem bir hayal gücünün ürünü olan bu kitap kalıpların dışına çıkıyor. İsminden de anlaşılacağı gibi son derece ayrıntılı olmasının yanı sıra hikâye tıpkı bir saat mekanizması gibi işliyor. Olağanüstü derecede yenilikçi bu roman tam da olması gerektiği gibi bir spekülatif kurgu.” - Country Life

“Yazarın bu muhteşem ilk romanı bir tarihî kurgu olarak heyecan verici. Steampunk türünün hayranlarının ilgisini çekecek aygıtlara yer veren ve gizemi bir an bile eksik olmayan muazzam bir fantezi. Bitirir bitirmez tekrar okumak isteyeceksiniz.” - Library Journal

“Pulley’nin heyecan verici ilk romanı spekülatif kurgunun son derece başarılı bir örneği. Olağanüstü değişimler geçiren bir dünyanın –yeni elektrikli aygıtların icat edildiği dönemlerde Londra, Gilbert ve Sullivan’ın opereti ve İrlandalı milliyetçilerin bombalı saldırıları– akıllara durgunluk veren enerjisini yakalamayı başarıyor. Pulley gizem ve fantezi unsurlarını ustalıkla kullanarak, ötekileştirilenlerin karşı karşıya kaldıkları toplumsal baskıları sorguluyor. Hikâyenin merkezinde ise insanın kabul görme, anlam bulma ve sevme arayışı yer alıyor.” - Publishers Weekly

“Titizlikle araştırılarak kaleme alınmış olan Filigree Sokağı’nın Saatçisi gerçek ve fantezinin muhteşem bir karışımı. Bitirdiğinizde devam kitabı için can atacaksınız. Mekanik bir ahtapota sahip olmak için de öyle. (Okuyun, göreceksiniz.)” - The Skinny

“Merak uyandıran, iddialı bir ilk roman. Son derece keyifli bir okuma deneyimi. Pulley’nin anlatımı güçlü, hareketli, iğneleyici ve yan karakterler bile kusursuzca işlenmiş. Filigree Sokağı’nın Saatçisi’ni Mori’nin mekanik kuşlarına benzetebiliriz: çetrefilli, büyüleyici ve sürprizlerle dolu.” - Helene Wecker

“Buhar çılgınlığını unutun. Hoş geldin saat çılgınlığı. Kısmen Susanna Clarke’ı, kısme