Fütuhat-ı Mekkiyye -16

Ibn Arabî’nin saheseri Fütûhât-i Mekkiyye projesinin on altinci kitabi da Türkçe çevirisiyle okurlarina sunuluyor!Fütûhât-i Mekkiyye’nin otuz bir ve otuz ikinci sifirlerinden olusan on altinci cildi genel olarak; kutublarin sahip olduklari hallere ait menzilleri ve ilahi isimlere ait mertebeleri ele almakta. Otuz birinci sifirde menzilleri, zikredilen ayetlerdeki hükümler olan kutublarin hallerinin bilinmesine dair bölümler yer almakta. Bu sifirin son bölümü olan, genel anlamiyla ‘hatmü’l-evliya’nin bilinmesi bölümünde; Muhammedî velayet, peygamberlerin velayeti ve Hz. Isa’nin velayeti konusuna deginilmekte.Otuz ikinci sifirde ise, Allah’in esma-i hüsna (güzel isimler) diye ifade etmis oldugu ilahi mertebeler pes pese sayilmakta ve bu mertebeler yüz mertebeyle sinirlanmakta. Yine bu sifirde Filozoflar’in ‘Birden ancak bir var olur’ sözlerine karsilik; Âlem’in çok oldugu ve ancak çoktan var olabilecegi ifade edilmekte. Ibn Arabî’ye göre; Bir’deki yönler (itibarlar ve vecihler) vasitasiyla çokluk birden sudur eder ve Bir ile yönlerin iliskisi, ilahi isimlerin Allah ile iliskisiyle aynidir. Zira ona göre, Çoklugun ‘çokluk birligi’ denilen bir birligi oldugu gibi Bir’in ‘birin çoklugu’ denilen bir çoklugu vardir. Müellif ‘Allah bir-çok, çok-birdir’ görüsünü ifade ederek, bu meselede söylenebilecek en açik ifadenin bu ifade oldugunu belirtir.Ayrica belirtmek gerekir ki; kutsal topraklardan tüm insanliga açilan bilgi ve hikmet fetihleri, Fütûhât-i Mekkiyye, ilk defa tam olarak baska bir dile çevrilerek yayinlaniyor! Dogu ve bati düsüncesinde derin izler birakmis, mistik gnostik pek çok akimlara kaynaklik etmis büyük düsünür Ibn Arabî’yi ‘Seyhü’l-Ekber’ yani ‘En Büyük Üstad’ yapan bu topraklarda bizzat kendisinin el yazisiyla titizlikle korunmus olan bu dev eser, bir seri halinde Litera Yayincilik ‘literalligi’ ve kalitesiyle yayinlanmaya devam edecektir.