Gotik Mimarlık ve Skolastik Felsefe Ortaçağda Sanat, Felsefe ve Din Arasındaki Benzerliklerin İ

Biçim ve içerigiyle sanatin; yaratildigi ortamin ekonomik, toplumsal ve düsünsel yapisiyla gelisen bir olgu oldugu günümüzde tartisilmaz bir gerçek olarak kabul edilmektedir. Profesör Erwin Panofsky'nin çalismasinda bu iliski iki bilesende, felsefe ve sanatta, karsilastirilarak somutlastirilmaktadir. Bu karsilastirma da titiz bir çözümlemeye dayanmaktadir. Panofsky, iki yüzyili kapsayan gelismeyi güçlü bir gözlemle, her iki bilesende de ayrintiya inerek karsi karsiya getiriyor. Dönemin düsünce aliskanligi nasil Skolastik Felsefeyi olusturup gelistiriyor ve çözüyorsa, benzer biçimde Gotik Mimarligi da var ediyor, gelistiriyor ve çözüyor. Mimarlik gibi, strüktürün kurulmasina dayanan bir yaraticilikta da süreç adim adim izlenebiliyor. Sanatin toplumun görsel dili oldugu gerçegi böylece netlesebiliyor.