“Hiçbir şeyimiz yok, hiçbir şeyimiz! Bunun ne demek olduğunu biliyor musun?”
Fabrikalar, işçiler, bahisler, hipodromlar, jokeyler, simsarlar, kumarbazlar, işsizler, otel odaları ve gece kulüpleri...
Amerikan edebiyatının usta kalemi John Cheever’dan, yazarın 1950’lerde yazdıklarını tanıyan okuyucular için bir sürpriz, yeni okumaya başlayanlar içinse kusursuz bir başlangıç niteliği taşıyan bir öykü derlemesi: Güz Nehri.
Pulitzer Ödüllü Cheever’ın daha önce yayımlanmamış ilk eserlerini bir araya getiren Güz Nehri, umudu, pişmanlıkları, işsizliği, kısacası “sıradan” insanın hayatına ayna tutan bir eser.
Yazar, Amerika taşralarından manzaralara yer verdiği öykülerinde küçük tutkuların, hayal kırıklıklarının birey yaşamına etkilerini dile getiriyor. On üç öykünün bulunduğu kitapta Büyük Buhran’ın yıprattığı Amerika ve ekonomik çöküşün yansımaları öne çıkıyor.
John Cheever, bu ilgi çekici derlemede, yalın anlatımı ve öykücülükteki ustalığıyla karanlık bir dönemi aydınlatmaya çalışıyor. Okuyucularını grev kırıcılarının, meteliksizlerin, gece kulüplerinin, çaresiz kumarbazların ve ertelenen umutların kasvetli dünyasına tanıklık ettiren yazar, kısa öykü türünün iyi örneklerini okumak isteyenlere doyumsuz bir edebiyat deneyimi vadediyor.
"Cheever’ın ilk eserleri, dehasının habercisi.” USA Today
"Muhteşem bir yeteneğin kanatlandığına tanık olmak büyüleyici...” The New Yorker
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli