İçimizdeki Şeytan

“Ölümü sükûnet içinde düsünmek ancak tek basimiza düsünüyorsak mümkündür. Ölüm iki kisilik oldugunda, inançsizlar için bile ölüm olmaktan çikar.Aci verici olan hayati degil, ona anlam kazandiran seyi terk etmektir. Ask hayatimiz oldugunda, birlikte yasamak ya da birlikte ölmek arasinda nasil bir fark olabilir?”
Yirmi yillik kisa ömrüne iki roman, iki siir kitabi, bir kisa oyun, resim ve siir elestirileri sigdirmis olan Radiguet, Içimizdeki Seytan’i kaleme aldiginda henüz on dokuz yasindaydi. 1903-1923 yillari arasinda yasayan yazarin satir aralarinda savasla yogrulmus bir zihnin olgunlugu kendini hemen hissetirmekle birlikte “yasak bir ask”in konu edildigi bu romanin arka plani okuru sürekli tarihsel ve toplumsal akisi düsünmeye zorluyor.
Içimizdeki Seytan’i okuduktan sonra, Radiguet’nin, kimi Fransiz elestirmenler tarafindan neden “romanin Rimbaud’su” olarak nitelendirildigi daha iyi anlasiliyor.