Islak bir Cumartesi gecesiydi...
Ay ışığı yüzümüze vuruyordu
Polis bizi, biz polisi arıyorduk,
Ne vakit ay ışığının altında buluşsak,
Ay ışığı yüzümüze cop oluyordu...
Dost oluyordu kimsesizliğimize...
Islak bir cumartesinin gecesiydi,
Eyvahın ilk hecesiydi...
Kaçıyorduk deli taylar gibi,
Kaçıyorduk cihangir yangınından,
Anamızdan emdiğimiz gelmiş burnumuzdan...
Kaçıyorduk yüzümüze cop olan ay ışığından,
Ve Cihangir yangınından...
Bir polis, bir de bilmeceydi ardımızda kalan,
Bir bendim bir de bizdik Cihangir’e ağlayan...
Yanıyordu yamalı yürekler,
Yanıyordu yüzdeki ergenlikler...
Sonra çocuklar doldu sokaklara,
Onlar da ay ışığıyla merhaba dediler copa...
Kimi aslan, kimi korka korka...
Adımlarımız büyüdükçe büyüyordu her sokakta,
Yangından kaçırdığım umudun reçetesi vardı cebimde,
Bir de çocukların pervasız gülüşü...
Görmek istemiyordum Cihangir’in çöküşünü,
Görmek istemiyordum copun bizi öpüşünü...
Çıkmaz bir sokakta yakaladılar bizi,
Kan kardeş ettiler kelepçeyle...
Gizleyemedik düşlerimizi,
Gizleyemedik kimsesizliğimizi...
Artık geride kalan sadece sokakta yankılanan eyvahlar...
Yine de bekleyin çocuklar,
Gelecektir umutlu yarınlar!
İsmail Sönmez
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli