İslam, Eşitlik ve Sosyal Adalet

Maddî ve manevî felaketler çaginda yasiyoruz. Maddî felaket kapitalizmdir. Kapitalizm bir sömürü düzenidir. Bir yandan bazilari muazzam servetler biriktirip kaynaklari lüks tüketimde israf ederken, diger yandan 2009 yilinda dünyada bir milyar insan açlik çekmektedir. 2009’da her saniye bir kisi açliktan ölmüstür. Oysaki dünyada gida üretimi bütün dünya nüfusunun ihtiyacini çok asmaktadir.Denek, Allah’in birligi inanci anlamina gelen tevhidin ayni zamanda sinifsiz toplumu da ifade ettigini söylemektedir. Yazara göre sosyal adalet Islam dininin basta gelen ilkelerindendir. Dünya nimetleri sahis mali olamaz. Servet biriktirmek caiz degildir. Infak, yani paylasma, dinin emridir.Yazar, sinifli Müslüman toplumlarda, din adamlarinin servet biriktirmeyip paylasma emirlerini tevil ederek mümkün mertebe varlikli sinifin yararina tefsir ettigini söylemektedir. Din adamlari dini çarpitarak yoksullara, ezilenlere durumlarini Allah’in iradesi olarak kabul etmelerini, adaletsizlige boyun egmelerini telkin etmektedirler. Dini afyon hâline getirmektedirler.Bu eser, yurdumuzda Müslüman emekçilerin, Müslüman geçinen siyasî ekiplerin sinifsal durusunu fark ettigi, maddî ve manevî felaketlerin sinifli toplum düzeninden kaynaklandigini tartismaya basladigi bir zamanda yayimlanmaktadir. Kitap emekçilerin dinî ve siyasî düsüncelerini berraklastirmaya katki yapacaktir. Ali Seriatî’nin yaklasimina Türkiye’den bir katkidir.