“Floransa!.. Şu insanın acımasız tarihinin en estetik kırılma noktası
olan Rönesans’ın doğduğu şehir. (...) Bir zamanlar İtalya Krallığı’nın
ve şimdininse meşhur Toscana’sının başkenti ama asıl Rönesans’ın
doğduğu, Leonardo da Vinci’nin, Michelangelo’nun, Dante’nin,
Galileo’nun şehri...”
Cem Selcen kahvenin peşinde çıktığı Avrupa yolculuğunda bu defa
Floransa’da açıyor defterlerini, kahveyi ve café’leri yazıyor
yazmasına ama şehir Floransa olunca araya sık sık heykeller
giriyor, tarih giriyor, tarihi güzelleştiren büyük üstatlar giriyor.
Haliyle hikâyeler gitgide artıyor, yazar eski usul defterleri ve
kalemleriyle çıktığı bu yolculukta keskin gölgeli taş sokaklarda
dolaşır, başyapıtlar karşısında büyülenerek dizlerinin bağı
çözülürken bir yandan insanlığın en önemli dönemlerinden birinin,
Rönesans’ın leziz bir panoramasını çıkarıyor; bir yandan da kimi
dokusu bozulmadan kalmış kimi yeni ama işini çok seven insanlar
tarafından işletilen mekânlarda yudumladığı espressonun ayak
izlerini takip ediyor.
Kahvenin Peşinde / Avrupa Café’lerinde dizisi Floransa ile devam
ediyor...
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli