Kur'an ve Sünnet Işığında Cariyeler ve Sömürülen Cinsellikler

Kurdugu “Savas Esirligi Sistemi” ile gücü kirilan ve stratejik hedefleri tahrip edilen düsmandan esir alinmasini onaylayan Islâm, esirlerin de karsiliksiz veya fidye karsiligi birakilmalarini emretmis, onlarin öldürülmelerini ve kölelestirilmelerini yasaklamistir.
Kur’ân, nikâh sartini getirerek esir kadinlar olan câriyelerin odalik olarak alinmalarini da haram kilmistir. Kisi, kamuya ait câriyelerle evlenebilecegi gibi kendi câriyesiyle de evlenebilir. Insan üzerinde ilâhlasma olan kölelik, mütekabiliyet yoluyla yasallastirilamayacagi gibi tutsaklar da uzun süre esirler olarak tutulamazlar. Çünkü Islâm, özgürlük fidyelerini veremeyecek esirlerin hürriyetlerine kavusturulmalari için, Islâm toplumu’nun resmi vergisi olan zekât gelirlerinden fon ayirmis, onlarla özgürlük sözlesmesi yapilmasini (Kitabet) emretmis, özgürlestirici cezalar ve kefaretler belirlemistir.
Câriyeler mal degil, Allah’a kullukla yükümlü insandirlar. Alinip satilamazlar. Yalnizca fidyelerine iliskin devir islemleri yapilabilir.
Sinirli istisnalar disinda temel haklari da yürürlüktedir.
Kitabimizda, özetledigimiz, geleneksel kabullerimizle çelisen gerçeklerin Kur’ânî ve Nebevî temelleri ortaya konulmaktadir.