Kuşadası Kent ve İnsan Söyleşileri 2 Kadın Sohbetleri

Zamanin hizla akip geçtigi ve bir önceki yasamin/anilarin anlamsiz gibi durdugu bir dünyada, yine de ortadan kaybolmaya yüz tutan seyleri (kisisel tarihleri ve objeleri) korumaya çalisan/kayit altina alan yerel tarih çalismalarinin önemsenmesi gerekiyor. Bu çalismalar öncelikle bizim insan olarak biriktirdigimiz yerel kültürü evrensele baglayan kanallardir.
Yerel tarih çalismasi yapanlar geçmisin farkli dünyasini kaydetmek ve bugün için anlasilir kilinmasina yardimci olmak gibi bir görevi de yerine getirmektedir. Ve bugünün dünyasi da yarin “farkli bir dünya” olacak ve yine yerel tarihçiler tarafindan kayit altina alinarak bir sonraki dünyanin insanlarina aktarilacaktir. Biriken ise, insanin tarihidir…
(…) Ilkel toplumda kadinlarin toplulukta güçlü konumda oldugu bilinir. Köleci Toplum’dan itibaren sinifli toplumlara geçilmesiyle birlikte kadinlar, toplumda ikincil duruma düsmüslerdir. Bu durum, kadinin özellikle ailede yükünü ciddi biçimde arttirmistir. Kadinin evde ve savunmasiz olusu, ayni zamanda onu kolay yutulan lokma haline getirmistir. Yani savaslarda ve çatismalarda en çok aci çeken, zulme ve tecavüze ugrayan (çocuklarla birlikte) kadin olmustur. “Insanoglu çok dayaniklidir” denir ya, kadinin çektigi aci ve zorluklar bir biçimi ile bu kitaptaki anlatimlara da yansiyor.
Bundan dolayidir ki kadin söylesilerinden olusan bu kitabimi; Köleci Toplum’dan bu yana en çok aci çeken, ailenin ve toplulugun yükünü omuzlayan, modern çagda da durumunda ciddi bir degisiklik olmayan kadinlarimiza armagan ediyorum.
Senol Eskin