Doğanın büyüsünü keşfetmek için “cangıla” mı taşınmak gerekir illa!
Usta hikâye anlatıcısı Fabien Toulmé, senaryosunu yazdığı mizah dozu yüksek bir grafik roman serisiyle bu kez çocuklar için kolları sıvıyor ve bizleri efsanevi dürüstlüğü ile nam salmış, ele avuca sığmaz Marilu karakteriyle tanıştırıyor.
Serinin ilk halkası Doğanın Büyüsü!'nde, ebeveynlerinin zoruyla büyük kentten kırsala taşınan Marilu'nun önyargılarından sıyrılıp doğa ve hayvanlarla iletişim kurmaya başlamasına tanık oluyoruz.
Taşınmanın çocuklar üzerindeki etkilerini ele alırken yaptığı komik tespitlerle okurları kahkahaya boğan kitap ayrıca, doğanın yaydığı “büyünün” içimizde saklı kalan bazı yetenekleri nasıl günyüzüne çıkaracağını da gösteriyor.
Yeni evimizdeki ilk gecede işittiğim sesler... KORKUNÇ!
Hiç! Hiçbir şey duyulmuyor!
Motosiklet bile geçmiyor! Hiç ses yok! Komşunun televizyon sesi bile yok.
Sadece sessizliğin gürültüsü var!
Çok korkuyorum, asla uyuyamayacağım!..
Zaten kim doğanın ortasındaki bir “cangılda”, medeniyetten uzakta bir yaşam sürmek ister ki?!
Hem hiçbir şey güzel değil burada: ne ev, ne odam, ne de pizzalar...
İkide bir karşıma çıkan örümcek ağları da cabası!
Iyyy, örümceklerden nefret ettiğimi söylemiş miydim?
Off, ne yapıp edip eve geri dönmenin bir yolunu bulmalıyım.
Keşke sonsuza kadar kendi kentimde kalabilseydim...
Ebeveynlerinin, “Maceralarla dolu yeni bir hayat bizi bekliyor!” vaadiyle kendini bir anda taşranın ortasında bulan yedi buçuk yaşındaki bir kız çocuğunun haklı isyanını sayfalarına taşıyan bu matrak kitap, büyümek ve olgunlaşmak üzerine harika bir anlatı sunuyor.
Öyle ki, Marilu'nun doğal yaşama uyum sağlama sürecinde geçirdiği baş döndürücü değişime siz bile inanamayacaksınız!
Medeniyete dönmeliyiz yoksa öleceğiiiz!
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli