Memurun tek siginagi devletidir. Memur çocugunun devleti de yoktur. Devlet o soguk umursamazligi ile dönüp bakmaz bile sana. Hiçbir yere gidemezsin, hiçbir yardim alamazsin. Öyle yetistirilmissindir ki, sokakta bir limon bile satamazsin. Bu yüzden dünyanin en zavallilari, bir yere tutunamayan, üstelik yapisi nedeniyle tutunma sansi pek olmayan memur çocuklari, orta sinif çocuklaridir.
Hayat güzelken, gençken... Arnavutköy ve Bebek... Elvis, It’s now or never’i söylüyor. Beyazit’ta nümayisler var, 27 Mayis oluyor. Fransiz taklitçileri, kolejli kizlar, bohemler, sinifi konusanlar. Humanité, inkârin inkâri... Isçi Partisi, Mehmet Ali Bey, Behice Hanim... Kalin fitilli kadife pantolonlar, balikçi yakali kazaklar...
“Ey Dev-Gençli, savas vakti yaklasti. Al silahi tak beline emperyalizme karsi” Ihanetin prelüdü, yalanlar, örgütler, sapmalar, burjuva kuyrukçular, devrimci özelestiriler ve infazlar... Büyük ve küçük isyanlar, direnenler, çözülenler... 68’, 12 Mart ve 12 Eylül... Uzun koridor...
Mevsimler, heyecanin, askin ve yenilginin soluk soluga hikâyesi... Gün Zileli, ustalikla genis zamanlari anlatiyor, mevsimlerle Türkiye’nin romani.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli