Miralayın Kızı Süreyya

Askin ve tarihin tozlu sayfalarini araliyor Naside Gökbudak. Duygularin capcanli yasandigi bir hikaye Miralayin Kizi Süreyya.Amasya’da köklü bir ailenin kizidir Süreyya. Ailenin en küçügüdür, babaannesi Senane Hanim’in gözbebegidir.Bir kertmesi vardir, ama Süreyya Paris’te yasayan amcasinin ogluyla evlenmek istemez ve nisan günü kaçar...Zaki Afganistan Sahi’nin yegenidir. türkiye’ye tip egitimi görmeye gelir,uzmanligini psikiyatri üzerine yapicaktir. Onun da Sah tarafindan uygun görülen bir kertmesi vardir.......Süreyya ihtilallerin oldugu, demokrasiye alismaya çalisilan bir dönemde yasar, aski Ankara’nin sonbaharlarinda musiki dinleyerek tanir. Aci ile askin birbirine girdigi bir hayat yasar.Naside Gökbudak Miralayin Kizi Süreyya’da, Türk milletinin köklesmis geleneklerini, evlilik, kadin-erkek iliskileri, yeni Türkiye’nin kimligini olustururken toplumun geçirdigi zorluklari, sürükleyici kurgusu ve akici diliyle irdeliyor.Bir solukta okunan roman kimi zaman buruk bir gülümseme yaratiyor, kimi zaman bambaska bir iklime sürüklüyor.