Psikolojiyi Kanalize Ederek Psikanaliz Kuramı

Gizemli mâhiyeti itibariyle rüyâ, insanlarin devamli olarak ilgisini çekmistir. Rüyâ olayi, insanin girift özelliklerinden biri olmasi bakimindan ilk çaglardan beri açiklamakta güçlük çekilen problemlerdendir. Insan, rüyâda uzaklara gidiyor, birçok yer dolasiyor, olaylara karisiyor, ölmüs kisilerle temas kuruyor, fakat gözlerini açtigi zaman kendisini yataginda buluyor. Ilkel insan, bu durumun nasil yasandigini merak ediyor ama kendi kendine çözemiyordu. Deprem, yildirim ve sel gibi tabiat olaylari da ilkel insanin bilinmezleri arasina girince, onda tabiattaki bütün varliklarin canli oldugu kanaati uyanmistir. Onun nazarinda uyanikken müsahede edilen olaylarla rüyâda görülen olaylar, ayni özelligi tasimaktadir. Her ikisi de objektif özellikte olaylardir.Rüyâ yorumlamanin tarihi, rüyâyi psikolojik bir fenomen olarak degil de, bedenden ayrilan ruhun kendine özgü hayati ya da hayaletlerin çikardigi ses ve görüntüler olarak tasavvur etmekle baslar. Dogu kültürlerinde rüyâ, belirli dînî ve ahlâkî kaliplara göre yorumlanmaktadir. Böyle bir yorum yönteminde her sembolün belirli bir anlami vardir. Yorumlayicinin çikardigi bu anlamlar birlestirilerek degerlendirilir. Yakin dogu kültürlerinde yapilan rüyâ yorumlarinin ilk dönemlerinde, rüyâlarin psikolojik kökenli olduklari tezinden degil de, Tanrisal mesajlarin iletilmesinde bir araç oldugu düsüncesinden yola çikilirdi. -
Gizemli mâhiyeti itibariyle rüyâ, insanlarin devamli olarak ilgisini çekmistir. Rüyâ olayi, insanin girift özelliklerinden biri olmasi bakimindan ilk çaglardan beri açiklamakta güçlük çekilen problemlerdendir. Insan, rüyâda uzaklara gidiyor, birçok yer dolasiyor, olaylara karisiyor, ölmüs kisilerle temas kuruyor, fakat gözlerini açtigi zaman kendisini yataginda buluyor. Ilkel insan, bu durumun nasil yasandigini merak ediyor ama kendi kendine çözemiyordu. Deprem, yildirim ve sel gibi tabiat olaylari da ilkel insanin bilinmezleri arasina girince, onda tabiattaki bütün varliklarin canli oldugu kanaati uyanmistir. Onun nazarinda uyanikken müsahede edilen olaylarla rüyâda görülen olaylar, ayni özelligi tasimaktadir. Her ikisi de objektif özellikte olaylardir. Rüyâ yorumlamanin tarihi, rüyâyi psikolojik bir fenomen olarak degil de, bedenden ayrilan ruhun kendine özgü hayati ya da hayaletlerin çikardigi ses ve görüntüler olarak tasavvur etmekle baslar. Dogu kültürlerinde rüyâ, belirli dînî ve ahlâkî kaliplara göre yorumlanmaktadir. Böyle bir yorum yönteminde her sembolün belirli bir anlami vardir. Yorumlayicinin çikardigi bu anlamlar birlestirilerek degerlendirilir. Yakin dogu kültürlerinde yapilan rüyâ yorumlarinin ilk dönemlerinde, rüyâlarin psikolojik kökenli olduklari tezinden degil de, Tanrisal mesajlarin iletilmesinde bir araç oldugu düsüncesinden yola çikilirdi.(Tanitim Bülteninden)