Ülkücüler; 12 Eylül öncesi yaşananlarla yüzleşmeli, sorgulamalı ve gereğini de yapmalı, ancak bugüne kadar kimseden bu yönde bir ışık görmedim. Sanki herkes üç maymunu oynuyor, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’ndan başka. Hatta bu yönde fikir serdedenlerin de sesleri kısıldı hep, meçhul odaklar tarafından.
“Tarlamız çok önceden sürülmüş,” diyen; Muhsin Başkan da susturuldu hem de şeytanî bir planla, hâlâ sırları çözülemeyen katliam ile.
Ülkücülerin içerisine sızmış ajanlar, sonradan devşirilenler, başka yabancı merkezlere oyuncak olanlar olabileceği gibi, ülkücülerin 12 Eylül öncesi ile yüzleşmedikleri, bunu yapamadıkları için de paramparça bölünüp her siyasi harekete payanda olmaktan kurtulamadıkları da görünen bir gerçek.
Son olarak; FETÖ’nün başını çektiği, MHP’ye yapılan başarısız operasyonlar, sonra kopup ayrı partilerde mücadele yolunu seçenler, ülkücüleri başka yerlere hazır kıta görevlendireceğini zannedenler, haklılığımı teyit ediyor gibi. Karşımıza çıkan bu isimlerin çoğu geçmiş dönemlerde devşirildiğinden şüphelendiğimiz kişilerdi.
Ülkücülerin içerisine yabancılar tarafından devşirilmiş, yerli ve millî olmaktan uzak, İslam’a, Türk’e ve Türkiye’ye düşman unsurların sızmış olduğu gün gibi ortada.
Yıllardır kendilerini ülkücü olarak kamuoyunda gösteren sözde ülkücü birçok isim FETÖ ile irtibatlı ve iltisaklı. Hoş, her kesim ve kurumdan binlerce isim irtibatlı ama asıl bizim garibimize gidenler bunların içinde sözde Ülkücü olanlar.
Yazar Adı
Aliseydi Çakırel
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli