Rusya Rusya Dedikleri

“1978 yilindaydi. Sallantida oldugu Türkiye’de pek hissedilmeyen, daha dogrusu hissettirilmeyen SSCB (Komünist Rus Çarligi) topraklarini degil de, orada esir yasattigi Türklerin ülkesini görmek istedik. Muazzam ile birlikte gitmeyi, görmeyi aklimiza koyduk. Bizim inancimizdakilere göre imkânsiz bir seyahat idi bu. Solcunun her çesidi, sagcisinin en salçalisi kolayca gidebilirdi o vakitler Rusya’ya, bizim gibiler, Türk milliyetçileri.. çok zor giderdi, hattâ hiç gidemezdi. Gidisimizin hikâyesi bile zora vurdu. Lenin’in, Stalin’in; N. Hikmet gibilerine bagrini kolayca açan Sovyet Rusyasi bizi püskürtmek için elinden geleni esirgemedi.. Subatta yaptigimiz basvuruyu erteleye erteleye kisa denk düsürmenin yollarini denedi; kis soguklari direncimizi kirabilir diye düsündüler sanirim. Israrimiz baskin çikinca, bir Ekim günü apar topar izin verdiler, hazirliksiz yakaladilar; iki gün içinde Moskova’da olabilirsek gezimize Bakü’den baslayabilirdik. Lâkin görmek istedigimiz yerlerin birçogu siradan çikartilmisti. Biskek yoktu meselâ, Türkistan yoktu, Asgâbâd yoktu; Alma-Ata’dan sonra dogruca Moskova’ya dönmemiz gerekiyordu….”