Şehir kavramı çoğu zaman medeniyet/uygarlık kavramıyla
birlikte anılır; şehirlileşme ve medenileşme kavramları da
benzer çağrışımlara ve anlamsal örüntülere sahiptir. Şehirler
geçmişten geleceğe ait oldukları medeniyetlerin maddi ve
manevi değerlerini yansıtırken çoğu zaman içlerindeki abidevi
eserlerle temsil edilir. Türk edebiyatının zirve şahsiyetleri
Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar da şehirlerin
portresini medeniyetle, ‘kendilik bilinciyle’, anneyle, sevgiliyle,
vatanla, yoğurarak tamamlarlar. Her iki sanatkârın şehre bakışı,
şehir ve medeniyet ilişkisini işleyiş tarzı benzerdir. Onlara göre
şehirler, tıpkı sanat eserleri gibidir. Şiir gibi okunur; resim,
heykel, mimari eserleri gibi seyredilir; musiki gibi dinlenir;
açık hava müzesini andırır. Bu çalışma tamamlandıktan sonra
şu fark edilmiştir ki iki sanatkârın metinleri adeta birbirini
tamamlamakta, karşılıklı olarak soru ve cevaplar içermektedir.
Sanki kader bu iki ismi aynı görevde buluşturmuş; şehirleri
de onların hayatlarına şehirler adına konuşmaları için dâhil
etmiştir. Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın
eserleri şu gerçeği göstermiştir: Edebiyata aksedemediği sürece
bir şehrin portresi tamamlanamaz. Her iki isim bu portreyi
tamamlama görevini üstlenmiş; bugün bile her okuyuşta yeni
bir şeyler keşfedilen, ayrı bir haz alınan metinler bırakmıştır.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli