Melda Onur, Türkiye siyasetinin en önemli mücadele alanlarından biri durumunda olan İstanbul’un beş yıllık hikâyesini yazdı. Meslek odası temsilcileri, akademisyenler, kent savunmacıları, sivil toplum temsilcileri, belediye yöneticileri ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sordu: İstanbul nasıl mutlu bir şehir haline gelir?
Bir şehir, kent hakkı çerçevesinde nasıl örgütlenir?
Elinizde tuttuğunuz kitap, şehrin ve yerel yönetimin beş yılını tartışırken, tüm İstanbulluları, tüm yurttaşları İstanbul üzerine düşünmeye, karar ve sorumluluk almaya çağırıyor.
* * *
“Bakın bugün İstanbul’un yüzde 60’ını neredeyse merkezi idare yönetiyor.
Seçilmiş bir yönetim var ve kentin büyük bir kısmını yönetemiyor.”
Doç. Dr. Pelin Giritlioğlu, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı
“Diyor ki: ‘Burayı dönüştürüyoruz, değer katıyoruz, inşaatın maliyeti var, 300-500 neyse, sen de bu maliyete ortak olacaksın.’ Peki ama şu sıkıntı var: Vatandaşın bugüne kadarki birikimine çöküyorsun. Böylece yoksullaşıyor.
O yoksullaşırken inşaat şirketleri sermayesini büyütüyor. Bana evimi yeniden satma. Bütün birikimin gitmediği bir formül yok mudur?”
Korkmaz Aslan, Gaziosmanpaşa Barınma Hakkı Meclisi Sözcüsü
“Bu tarz afetlerde bizim en çok sığınacağımız yer köprü altlarıdır.
Ağacın altında durabilir misin?.. Burada yatıyoruz, bazen zabıtalar geliyor, ‘Burada yatma’ diyor. Neden yatamıyor muşum?”
Cengiz Çelik, İstanbul evsizlerinden
“Evlerimizde musluklardan su içmek istiyoruz. Su satın almak istemiyoruz. Binalara giden boruları yenileyebilirsiniz. O kadar gökdelen yapacağınıza onların yerine bunu yapabilirsiniz.”
İBB Çocuk Konseyi Çocukları
“İstanbul’un büyükşehir belediye başkanı ve heyeti, üzülerek söylüyorum ki, İstanbul’a beş yıla yaklaşan sürede büyük bir muhafızlık yapmıştır.
Oysa aslında muhafızlığa gerek olmamalı, her şey kuralına göre olmalıydı. Ama maalesef muhafızlık yaptık, İstanbul’u koruduk.”
Ekrem İmamoğlu, İBB Başkanı
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli