Sosyal Antropoloji ve İnsanın Kökeni

Sosyal antropoloji, kültür ve kültürler arasi karsilastirma gibi kavramlari mesele etmesinden ötürü, insanin toplumsal yasaminin kökenlerini anlamak bakimindan son derece faydali bir arastirma alanidir. Tipki arkeologlar gibi sosyal antropologlar da zaman katmanlarini geriye dogru eseleyip, dilin, simgeciligin, ritüelin, akrabalik sistemlerinin, mütekabiliyet ahlaki ve siyasetinin kökenlerine ulasmaya çabalamaktadirlar. Alan Barnard bu kitabinda, insanin kökenini ele alan bir sosyal antropoloji dali kurulmasini savunuyor ve böyle bir çalisma dalinin çerçevesini çizip, geçmisini özetliyor. Barnard’a göre, disiplinler arasi bir alan olan insanin kökeni arastirmalari, sosyal antropoloji içinde mesru bir alt disiplin olabilir ve olmalidir.
Barnard arkeoloji, biyolojik antropoloji, hatta dilbilim alaninda çalisan akademisyenlerin, toplumsal ve kültürel unsurlara yeterince egilmedigine dikkat çekiyor; benzer bir sorunun, baglantili disiplinler olan primatoloji, evrim psikolojisi ve insan genetigi gibi alanlar için de geçerli oldugunu öne sürüyor. Sosyal Antropoloji ve Insanin Kökeni, antropoloji arastirmalarinda büyük bir boslugu doldurmayi hedefleyen öncü bir çalisma. Insanin ve kültürel evriminin tarihöncesini daha iyi anlayabilmek için, gerçek sosyal antropolojiden faydalanmanin sart oldugunu vurguluyor. Barnard’in bu çalismasi, sosyal antropologlarin, insanin kökeni çalismalarina ilgi duymasini saglayacak güçlü bir temel olusturma iddiasinda