Bir kentin tarihini, cografyasini, toplumsal hayatini, geçirdigi degisimleri, insan tiplerini, atmosferini, dogal güzelliklerini, unutulan degerlerini, yeme içme kültürünü, gecesini gündüzünü, yazini kisini, folklorunu, eglence hayatini, daha bin türlü özelligini, herkes kendince görür. Tarihçi baska, cografyaci baska, turizmci baska, asker baska, ögretmen bambaska bir gözle görür ve kendi bakis açisiyla yazmak ister.
Ama bir yazar-edebiyatçi, kendince bir duyarlikla yaklasir kentine. Çevresine gönül gözüyle bakar. Kendisini degisik insanlarin yerine koyar, onlarin yüregiyle de hissetmeye çalisir, öylece yazar… Yazar yazdigi zaman, birçok kimse o yazida kendi duygularini, düsünüp de söyleyemediklerini bulur. Kendisinden önce yazilmis olanlari da animsamak ister…
Bu düsünceden yola çikarak, Adana’nin semtleri kaleme alindi. Okurla bulusan kitaplarimiz hem Adana için bir ilk olmasi, hem de Adana’nin köklü kent halk kültürüne bir armagan olmasi açisindan yüksek deger tasimaktadir.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli