Türkiye'de Sosyal Refah Devletine Geçiş Süreci

Ülkemizde, 1960’li yillarda estirilen “sosyal devlet” rüzgârlarina karsin, daha sonraki dönemlerde, bu konuyu öncelikli gündem maddesi yapmayan politikacilar tarafindan, “sosyal sistem” bir türlü yapilandirilamamistir. Kamu yararindan uzak, kisisel ve yakin çevresine hizmet eden bir yapiyi çagristiran siyaset yapma biçimleri, ülkemize çok sey kaybettirmis, büyük bedeller ödetmistir. Toplumun ortak çikarlarina hizmet etmek yerine belli güç odaklarina hizmet eden siyaset kurumunun, “sorun çözme” misyonunu terk ederek, bizzat kendisinin sorun üretip ve toplumsal yasami zorlastirdigi, artik bütün çiplakligiyla fark edilmistir. Toplumumuzun “insan kaynagi”, gerektigi gibi korunamamis ve gelistirilememistir. Sosyal refah devleti seviyesine ulasamamis, bütün vatandaslarinin temel gereksinimlerini karsilamayan, birbiriyle kavgali insanlarinin çok oldugu devletlerin, hukuk devleti, sosyal devlet olabilmesi olanaksizdir. Bu çalismada, ülkemizde “sosyal refah devleti”nin ve sosyal hizmetlerin, çagdas anlamda nasil yapilandirilabileceginin ipuçlari verilmeye çalisilmistir.