Masumiyetin bir rengi var mıdır?
Ya ruhların?
Peki papağanlar bize ne fısıldar?
Uzakların Şarkısı, karlı bir kış sabahı, Kars’a giden Doğu Ekspresi treni ile başlayıp 18. yüzyıl İstanbul’una uzanan ve turuncu bir yağmurla ışıldayan bir Kaan Murat Yanık romanı.
Başına gelen felaketleri unutmak ve hayalini kurduğu kitabı yazmak umuduyla Kars’a göçen Bünyamin, bu şehrin ücra bir köşesinde Besti Nine ile tanışacak ve bir müddet sonra bu kadının canı pahasına sakladığı yüzlerce yıllık sırrın peşine düşecektir.
Bu yakıcı sırrın kanatları, Bünyamin’i evvela Hindistan’daki düş sarayına, oradan İstanbul’un efsanevi günlerine; Galata Kulesi’nin altındaki dehlizlere, güzellerin salındığı bahçelere, ruhların alınıp satıldığı evlere, bilinçaltı sularına, isyan planlarına, saray entrikalarına ve aşkın manasının yeniden keşfedildiği sonsuz anlara savuracaktır. Gülbadem, Zencefil, Fülfül, İpek Böceği, Ruhsar, Sunullah Efendi, Fıstıkçı Şahap, Feylesof ve daha niceleri…
Uzakların Şarkısı, büyülü gerçeklik rüzgârının her şeyi uçuşturduğu, zihnin sınırlarını zorlayan modern bir Tutiname. Yayımlandığı günden beri büyük beğeni toplayan eser, farklı âlemleri birbirine düğümleyerek okuru çok uzaklara, efsunlu zamanlara sürüklemeyi vaat ediyor.
“İyi bir kitap okumak, hayat kurtarabilir.”
Yazar Adı
Kaan Murat Yanık
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli