Proust Bir Sinirbilimciydi

Lehrer, sinirbilimdeki son çalismalarin isiginda; Proust'un romanlarinin bellegimizin, Cézanne'in resimlerinin görme duyumuzun, Stravinski'nin müziginin isitsel algimizin, Stein'in siirsel arayislarinin dil yetimizin, Woolf'un bilinçakisi metinlerinin ise zihnimizin çalisma ilkelerini nasil da dogru bir sekilde önceden ortaya koyduklarini çarpici bir sekilde gösteriyor.
Sanat ve bilimin, bunca zamandir birbirleriyle iletisim kuramayan iki farkli kültürün artik konusmasi gerektigini söyleyen bu kitap, biz kimiz sorusuna ikili bir cevap öneriyor: "Rüyalarin yapildigi maddeden yapilmisiz, ama ayni zamanda yalnizca maddeyiz."
Jonah Lehrer bu kitapta yemek yapmanin kimyadan ibaret olmadigini harikulade bir tarzda gösteriyor. Bilim ve teknigin ötesinde yetenek, sezgi ve içgüdüler de vardir ve bunlar da oldugunda, sanat ve bilim el ele verip ortaya enfes bir yemek çikaracaktir.