“Kalbimin içinde, ne büyümek ne de küçük kalmak isteyen yalniz bir çocuk yasiyor!
O, simdiye kadar düsünmüs oldugum bütün çocuklarin genisli-ginde. Bazen sessizce çalisiyor,
bazen de hareketten usanmis bir halde hep konusuyor.
Bu kitapta biz birbirimizi anlattik.
Ben onu, o da beni.” Arman Arian
Kadinlar çiglik, erkekler ise nara atarak yolun kenarina kosustular ve Gersasb o
heybeti, kilici ve zirhiyla onlarin arasindan hizla geçerek Demavend’in zirvesine dogru gitti.
Son yagislar sayesinde havanin tozlari temizlenmisti. Zirve çok net bir sekilde
görülebiliyordu.
Yirtik dosyalari kenara attim. Bu, artik ne hikâye, ne mitoloji, ne uyku, ne de uzak bir
seydi! Sonra masayi odanin ortasina dogru çekip pencereleri açtim.
Artik eski oldugunu düsünmedigim kanepeyi, Demavend’e bakan en büyük
pencerenin önüne kadar çektim ve dürbünümle oraya yaslanip bekledim. Zamanin geriye
kalmis son dakikalarindan faydalanmak ve düsünmek için iyi bir firsatti. Ögle yemegi yemeden orada öylece oturdum ve dürbünle Demavend’e baktim.
Tam günbatimi zamaniydi ki binlerce yil aradan sonra büyük dagdan ates saçan ilk
pariltilar fiskirdi ve duvardaki saat durdu! Kol saati de ayni sekilde durdu. Artik hiçbir akrep
ve yelkovanin ileriye dogru hareket etmeyecegini anladim, çünkü zaman bitmisti…
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli