Aşıkların İbadeti

Sâlik sevgiliden baskasina bakmamali ve ondan baskasini görmemeli, kullugu ve istikameti onun etrafini kusatmalidir. “(Allahim!) Yalniz sana ibadet ederiz ve yalniz senden yardim dileriz” âyeti onun hakkinda gerçeklesir. Igneyi kendine batirmalidir ki burasi bütünüyla fakirlik, sikinti, hicap ve âcizlik; orasi ise tümüyle zenginlik, isik, güzellikle doludur. Su hadisi sana müjde olarak vereyim. “Ey Dâvûd! Zikrim zikredenler için ve cennetim boyun egenler için ve sevgim sevenler için ve ben kendim de âsiklar içinim.”Bin üç yüz yetmis dört yilinin Nevruz’unun birinci günü Allah bana bir firsat verdi, halvete çekildim ve bu derlemeyi yazmaya basladim. Kâgit ve kitabin pahali olmasinin, bu atesten satirlari senin eline ulastirmaya engel olacagindan endise ediyorum. Her ne kadar söz henüz sona ermemisse de simdi aksam namazinin zamani gelmistir. Dedim ki: “Ey Allahim! Senin için yazdim, senin askinin, kullarinin gönüllerinde yer etmesi için yazdim. Sen bana izin ver ki burada kalemi yere koyayim ve geri kalani Sihrin Sairi adli baska bir ciltte bitireyim. Allah’tan icazet isteyerek Kur’ân-i Kerim’i açinca su âyet geldi: “Sonra biz o kitabi kullarimizdan seçtigimiz kimselere (Muhammed’in ümmetine) miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler vardir. Onlardan ortada olanlar vardir. Yine onlardan Allah’in izniyle hayirli islerde öne geçenler vardir. Iste bu büyük lütuftur.”Sen de ey okuyucu, bu kitabi senin eline Allah ulastirdi. Umarim ne onu reddedersin ve ne de sadece onu okumakla yetinmezsin. Ümit ederim ki ask atesinin alevi sülûkte ve Allah’a kavusma yolunda baskalarindan önde olan kimselerden olursun ve o büyük fazilete sahip olursun. Insanlarin en hayirlisi ibadete âsik olan, ibadeti kalpten kucaklayip seven, bedenini ibadetin hizmetine sokan, kendini ibadetle huzura kavusturan ve hayatinin kolay mi yoksa zor mu geçeceginden korkusu olmayan kisidir. Hz. Muhammed (s.a.v.)