Aşk ile Hu Rabia, İlahi Aşkın Nefesi

Ask ile Hû, (M.S) 700’lü yillarda Basra’da yasamis olan, tasavvufun ilk bilgelerinden Rabiatü’l Adeviye’nin biyografisini hikâye etmektedir. Her insan ilahi askin muhatabidir, ama farkinda olamayabilir. Asiktir ama kime asik oldugunu bilmez. Rabiatü’l Adeviye’nin menkibesi iste bu sirri aydinlatiyor.Tasavvuf ögretisi, “Allah sizin sûretlerinize degil kalplerinize bakar” ayeti dogrultusunda kadin bilgelere de velilik mertebesine giden yolu açmistir. Veliler arasinda “ikinci Meryem” namiyla zikredilen Rabiatü’l Adeviye,1) insani kemalatin2) saf Allah askinin zirvesini temsil etmesiyle essiz bir hatira birakmistir.Rabiatü’l Adeviye; kulun iradesi, teslimiyeti, samimiyeti; hakikat, marifet, fakr gibi meseleler etrafinda yaptigi yorumlarla ilahi ask bahsine zengin boyutlar kazandirmis, Yaratici’ya duyulan muhabbeti sözleri ve amelleriyle temsil etmistir.“O’nu sevmeye layik görülmeyi” ilahi askin kaynagi olarak zikreden Rabiatül Adeviye’nin, “Eger sana cehennem korkusuyla ibadet edersem, beni cehennemde yak. Eger sana cennet ümidiyle ibadet edersem, beni cennetine koyma” sözleri, Yaratici’ya duydugu muhabbetin ve teslimiyetin mükemmelliginin ifadesi olmustur.Münire Danis’in siirsel bir üslupla edebiyata aktardigi Rabiatü’l Adeviye biyografisi, hayatin madde planinda aktigina inanilan ve askin daha ziyade beseri anlamiyla tanindigi günümüzde; insanin ruhi boyutuna ve askin nihai hedefine dikkatleri çekmeyi istiyor. Ask ile Hû, Rabbini ask ile kesfetmek (bilmek)ve kullugunu ask ile kemâle tasimak isteyen herkes için bir ilham kaynagi ayni zamanda.