Toplumsal konulara duyarlılığı ile tanınan edebiyatçı ve fikir adamı Zülfü Livaneli, bu kez Ege balıkçılarının
ve hayal kurmaktan bile mahrum bırakılan göçmenlerin kaderine eğiliyor.
Usta edebiyatçı Livaneli, Balıkçı ve Oğlu ile son yılların en can yakıcı ve büyük dramı “göçmenliği” balıkçı
Mustafa, Mesude ve Samir bebek üzerinden anlatıyor. O güne dek sıcak evlerinde televizyondan izledikleri
haberlerden aşina oldukları ölü insan bedenleri ve yarı ölü bir bebek evliliklerinin tam ortasına düşerek bir
bomba etkisi yaratıyor; aile ilişkilerini bambaşka bir çehreye büründürüyor.
Balıkçı ve Oğlu, Ege’nin tarihinden bugününe, balık çiftliklerine ve rant hırsıyla dağlara, kıyılara saldıran
şirketlerin yarattığı ekolojik yıkıma dair çok şey söylüyor. Bunun ötesinde göçmenlerin bir bilinmeze doğru
göze aldıkları yolculuğu, hayatta kalma çabalarını ya da ölümü; kısacası “deryaya yakın, dünyadan uzak”
yaşamlarını odağına alıyor. Livaneli’nin belki de en şiirsel romanı olan Balıkçı ve Oğlu; aile, aşk, ebeveynlik,
evlat, kadın dayanışması, dostluk, göç, doğa üzerine çağdaş bir epope.
Zülfü Livaneli’nin, uzun bir aradan sonra yazdığı ve heyecanla beklenen yeni romanı Balıkçı ve Oğlu, ustalıkla
seçilen tasvirlerle okurun zihninde capcanlı bir anlatı oluşturuyor.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli