Benim Şehirlerim

“... Zamanla, sehirlere olan ilgimde bilinçaltimin dibinde duran, bilincim ve tecrübem gelistigi oranda yukarilara çikan çok temel bir özelligi farkettim. Sehirler, insan yapimiydi. Insan yapimi ve insanlar gibi özellikler tasiyan, ancak insanlardan bagimsiz, kendi kisiliklerini gelistirmis ve insanlara hükmeden tarihi ve kültürel olusumlardi. Bazilarinin ömürleri binlerce yil ötesine gidebiliyordu.
Organik olmayan canli organizmalardi ve uzun ömürleri ve bu uzun ömürleri içinde gelistirdikleri kisilikleriyle, akil almaz ölçüde çekici ve ilginçtiler. Bu dünyanin Yaradan’in eseri oldugunu idrak edip, Yaradan’in yeryüzündeki halifesi insanoglunun elinden çikan ve insanlarin en genis kümeler halinde yasadiklari ve birbirlerine miras olarak geçirdikleri sehirleri Yaradilis’in en gözle görülür, elle tutulur ifadesi olarak algilayinca, sehirlere yönelik tutkunun ilahi gerçegin somut kavranisi çabasi olabilecegini de düsünmeye basladim...“
(Arka Kapak)