‘Testinin içinde ne varsa, disina o sizar.’ diyor, büyük bilge Mevlâna…
Bu dünya üzerinden nice güzel insanlar, nice engin gönüllü ve yüregi ask dolu bilgeler geldi, geçti… Hepsinin içindeki güzellik, bir sekilde disariya tasti da, insanlara fazileti, erdemi, dürüstlügü, ahlâki, aski, Allan ve peygamber sevgisini, çalismayi, kanaati, sabri, tevekkülü ve sükrün nimetini anlatti durdu…
Söz var, sözcük var… Söz var ki, üzerinde durup düsünüldügünde ansiklopediler dolusu anlamlar fiskirir kaynagindan… Söz var ki, bos bir kaptan farksiz… Söz var ki, duyup, dinlediginizde ya da okudugunuzda, sizi titretir ve kendinize döndürür de, hayatiniz yeni bir milat salterinin açar. Siz var ki, sizi yerinizde durdurmaz da, kazan gibi kaynatir; söz var ki yollara düsüp matlubunuza varmak için divâne eder; söz var ki sizi yasatir ya da öldürür.
Sözün gücü, kiliçtan keskin, sorumlulugu Sirat gibi kildan ince… ‘Söz ola kese savasi; söz ola kestire basi…’ diyor bizim Yunus… Söz öyle bir olustur ki, agzinizdan bir çikmaya görsün, ya sizi felaha ulastirir ya da felâkete… Bu nedenle demistir ya Hz. Ali: ‘Söz agizdan çikana kadar o senin esirin; agizdan çiktiktan sonra sen onun esirisin…’ diye…
Yazar Adı
Mehmet Zekai Küpçük
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli