4. baskısı yapılan kitap, Vehbi Koç Vakfı’nın kuruluşunun 50. yılı kapsamında, Koç Üniversitesi VEKAM tarafından, Ali Cengizkan ve N. Müge Cengizkan’ın küratörlüğünde düzenlenen “Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933” adlı araştırma Sergisi ile eşzamanlı olarak birbirini tamamlar biçimde hazırlanmıştır. Araştırma, Ankara’nın başkent olarak kuruluşunun ilk on yılındaki yapılaşma, modernleşme ve Yenişehir’in kurulum tarihine yakından bakmaktadır. Bu, aynı zamanda, az bilinen ve hızla dönüşen bir çevre yaratan bir dönemde, “moderne beş kala” barınma kültürüne bakma tarihidir.
Kitap, dönemin Ankarası’nda eski ve yeni şehir bölgelerindeki yerleşimin modernleşmesi, kent ve park kültürünün oluşması, kamusal hizmetlerin modernleşmesi, anma kültürünün yaratılması, ulus kültürünün kimliğe kavuşturulması ve kentin sosyal yaşamının modernleşmesi temalarıyla açılımlar getirmektedir. Modern Ankara’nın ilk genişlemesi sayılan Yenişehir’in 1933 tarihindeki konut ve kamu yapılarından oluşan durumunu modelleyerek yeni bir bilgi alanı ortaya çıkaran çalışma, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, savaş yorgunu bir ülkede “yeni” bir “şehrin” nasıl kurulduğunu, Cumhuriyetin 10. yılına kadar ortaya konan irade ve olgularla birlikte ele almaktadır.
“Yeni toplumun gereksindiği “yeni konut” nedir, nasıl elde edilmiştir? Teba kültüründen yurttaş haklarına geçilirken ‘yeni insanların’ şehrin sakinleri olarak yarattıkları barınma kültürünün özellikleri nelerdir? Siyasetçiler, mal sahipleri, plancılar, mimarlar, müteahhitler, entelektüeller barınma kültürünü, bizatihi kendi barınma gereksinimleri üzerinden nasıl belirlemişlerdir? ‘Yeni toplum’ ufukta belirirken, planlı çevrenin toplumsal dinamikler içinde erimesi ve tarih yazımında boşluklar oluşması doğal mıdır?” sorularına yanıt aranmış ve yeni bir tarihçilik alanı, beşeri tarihin mekânsal ilişkisiyle birlikte ortaya konmuştur.
Ankara tarihinin en az bilgi sahibi olduğumuz bu dönemine ilişkin araştırma, bugüne kadar gözardı edilen belgelere tekrar bakılarak, oluşmuş tarih yazımı malzemesi başta olmak üzere, özgün plan paftaları, tapu kadastro belgeleri ve 2000’li yıllarda artan koleksiyon varlığı ve gelişen arşivlerdeki bilgi birikimiyle kartpostal-fotokart ve albümlere dayalı olarak serimlenmiştir. Yöntemin kendisi de yenilikçi bir sayısal değerleme ve mikro tarih çalışması altlığı oluşturarak, yeni şehir yapı ve mekânlarının bütüncül ürün olarak yeniden ele alınabilmesini sağlamıştır.
Ortaya çıkan, bugüne kadar hiç tanımadığımız, yeni, yenilik arayışını cesurca sergileyen, cömert, sözünü esirgemeyen ve yaranmaya çalışmayan, müdanasız bir Ankara’dır. 1923-1933 Ankarası’ndan kentsel genetik, mimari arketipler, biçemsel deneyim, yerel yönetsel işleyimler anlamında öğrenilecek çok değer var.
Kitap, döneme ilişkin bildik Ankara görselleri yerine, birinci el, özgün ve yeni üretilen görseller kullanmaktadır. Kitapta ilkesel olarak eski / yeni karşılaştırmaları başta olmak üzere, nostalji üreten yöntemler özellikle kullanılmamakta; dönemi anlamak/anlayabilmek için empati araçları kurulmaktadır. Bilinmektedir ki, nostalji yabancılaşmayı yaratır, yabancılaşma ise romantik kaçışa ve sorumsuzluğa yol açar.
4. Baskısı yapılan kitap, bir araştırma projesi olarak, şehrin modern tarihine katkıda bulunmayı ve bir “Ankara Şehir Müzesi” kurma düşüncesini tetiklemeyi hedeflemektedir.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli