Glamorama

Victor, yirmili yaslarinda, yakisikli ve basarili, New Yorklu bir mankendir. Muhtesem bir sevgilisi vardir: Chloe. Hirçin bir sevgilisi daha vardir: Alison.
Victor ve arkadaslarinin dünyasinda düsüncelerin önemi yoktur. Onlara göre hiçbir sey kalici bir degere ya da nitelige sahip degildir. Onlara göre “Gerçeklik bir illüzyondur“, “Moda, eskimis modadir“.
Birgün gizemli bir adamin, Victor’a gemiyle Avrupa’ya gidip eski sevgilisi Jamie Fields’i bulmasi için 300,000 Dolar vermesiyle karanlik olaylar zinciri baslar. Victor kendi dünyasindan insanlar tarafindan gerçeklestirilen bir dizi terörist saldirinin ve iskence sahnelerinin ortasina düser. Victor’a göre tanik oldugu bu öfke, “bilmediklerinin aslinda en önemli seyler“ oldugu ve “yasamin senaryosunun sürekli degistigi“ gerçegini ispatlamaktadir.
90’li yillarin kült yazari Bret Easton Ellis, ’Glamorama’da san, söhret ve para tutkusunun ulasabilecegi son noktaya isaret ediyor. Pariltili yasamlarin üzerindeki yaldizi kazidiginizda ortaya çikan yoz görüntüye inanamayacaksiniz.
Ellis her sayfada taptaze bir cehennem yaratiyor. Bu kargasanin ortasinda bile üslubu her zamanki gibi son derece gizemli bir sekilde zarafet dolu. The New Yorker
Söhret kültürünün derinlerine inip okuru hem dehsete sürüklüyor hem de yüzeyin altindaki karanlik gerçegi açiga çikariyor.
Daily Telegraph
(Tanitim Bülteninden)