Yıllardır kaleme aldığı tiyatro oyunlarıyla Türkiye’deki
toplumsal cinsiyet sorununa odaklanan yazar, akademisyen
Zehra İpşiroğlu, son dönem interaktif oyunlarında yarattığı
dünyayı bu kez romanında yeniden kuruyor. Derin, Suzan,
Selen, Selim ile Yunus’un yaşadıkları ve anlattıkları, bu ülkede
yaşanan nice şiddet olayının birer küçük örneği. Parçalanarak
çöp torbasına atılan, gözü dönmüş bir minibüs şoförünün
parçaladığı, öldürüldükten sonra intihar ettiği söylenen
Münevver’lerin, Özgecan’ların, Şule’lerin, Hatice, Melike,
Selen veya ismini bilmediğimiz daha onlarcasının hikâyesi…
Hatırlayamadıklarımız, Zehra İpşiroğlu’ndan sonu her şeye
rağmen umuda açılan çok sesli bir roman.
“Birden yoğun bir yaşam sevincini hissettim içimde,
ayak uçlarımdan bacaklarıma, bacaklarımdan karnıma,
karnımdan göğsüme ve kollarıma doğru yükselen
inanılmaz bir güç ve enerji yayıldı bütün bedenime,
koşmak istiyordum, evet yine koşacaktım. Ama
yaşamdan kaçmak için değil, tersine yaşamın akışını
yüreğimin çok çok derinlerinde duymak için...”
Yazar Adı
Zehra İpşiroğlu
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli