20. yüzyilin ilk yarisinin en önemli Marksist düsünürlerinden biri olan Antonio Gramsci, Italya'da fasizmin
iktidara geldigi, Italya'nin düsünce dünyasini dört koldan kusatip yavas yavas sindirdigi karanlik günlerde
proleter devrimin ve insanca bir yasamin olanagini aramis, tüm yasam enerjisini bu yola adamis bir eylem
adamidir da. Onun bu çabalarinin mevyesi olan ve hapishanede geçirdigi sekiz yil boyunca kaleme aldigi
notlardan olusan Hapishane Defterleri, gerek fasizmin gerçek yüzünü gerekse ortodoks Marksizmin eksikliklerini
ve saplantilarini ifsa eden bir mesale olarak bugün de yanmaya ve kapitalizmin evrildigi, toplumsal düzenin hizla
degistigi bir dünyada çagdas düsünürlere kilavuzluk etmeye devam etmektedir.
Hegemonya ve Politik Toplum, Gramsci'nin Hapishane Defterleri'nde ortaya koydugu genel fikri ve ileri
kapitalist toplumlari çözümlemek için kullandigi 'hegemonya', 'bütünlesik devlet', 'politik toplum', 'sivil toplum',
'organik aydin', 'egitim' gibi temel kavramsal araçlari mercek altina aliyor. Genellikle siddet ve zor ile
iliskilendirilen devletin ya da politik toplumun karsisina bir elestiri ilkesi olarak çikarilan ve günümüzde adeta
kutsanan sivil toplumda hegemonyanin nasil kuruldugu sorusuna yanit ariyor. Iktidarin, politik toplum
araciligiyla ve siddete basvurmadan hangi ideolojik aygitlari kullanarak sivil toplumu devletle
bütünlestirebildigini gözler önüne seriyor.
Gramsci üzerine yazilmis ilk Türkçe kitaplardan biri olan Hegemonya ve Politik Toplum, bu alanda önemli bir
eksikligi gideriyor.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli