Hoşça Kal İspanya

Ispanya’ya Geri Dönmeyi Basardim. Artik Ölebilirim.” Victoria Eugene de Battenberg7 Subat 1968. Sürgüne gidisinden otuz yedi yil sonra “Ingiliz kraliçe” Victoria Eugene de Battenberg, sonunda çok sevdigi Ispanya’sina geri döner. General Franco tarafindan çikarilan özel bir izin sayesinde torununun oglu Avusturya Prensi Felipe de Borbón’un vaftiz törenine katilabilir. Madrid’de kaldigi bes gün boyunca, eski hatiralar yogun bir sekilde su yüzüne çikar. Victoria Eugene ve esi Kral XIII. Alfonso’nun birlikte yasadiklari pek çok hadise olmustur: Viana markisinin bitmek tükenmek bilmez entrika ve aldatmalari, nikâh töreninin oldugu gün anarsist Mateo Morral tarafindan gerçeklestirilen korkunç saldiri, cumhuriyet ilan edildikten sonra ülkeden trajik bir sekilde ayrilisi, ogullarindan ikisine bulastirdigi ve onlarin yasamlarini alan korkunç hastalik ve Alfonso’nun sürekli aldatmalari gibi önemli bazi olaylari bir kez daha yasar. Bu saheser niteligindeki edebî eser, isik ve gölge oyunlariyla dolu bir hayati yeniden ortaya koyar. Genç Alfonso’ya deliler gibi âsik olan Victoria Eugene, ne evlenebilmek için Katoliklige geçmekte, ne kocasina politik konularda yardimci olmakta ne de ihtiyaci olanlara yardim etmekte bir an bile tereddüt etmez. Ancak ayni zamanda da Ikinci Dünya Savasi sirasinda casus olmakla ve Lecera düküyle ask yasamakla suçlanir...Mercedes Salisachs’in, Ispanya Kraliçesi Victoria Eugenie’in agzindan yazdigi bu tarihî roman, kraliçenin, Franco’nun daveti üzerine Ispanya’ya yaptigi bes günlük ziyareti anlatir. Anlati bu yönüyle -ayrica gerçeklikle siki sikiya iliskide olmasi itibariyla da- kralliklarin, cumhuriyet rejimi karsisindaki yenilgisini ve bunun sonuçlarini, birinci agizdan sunmasi bakimindan önemli bir yere sahiptir.