İçimizdeki Ermeni

Yüz binlerce Ermeni yurttasimizin ölümüne ve hayatta kalabilenlerin çogunun da ata topraklarindan, yurtlarindan göç etmesine neden olan "1915 olaylari"nin üzerinden yüz yil geçti. Bu Büyük Felaket'in "ad"i ve kurbanlarinin "sayi"si konusunda kavgaya saplanip kalmis olmak; dahasi "1915"i hâlâ nefret söylemiyle tartismak ayni topragi, yurdu paylasan halklar arasina saplanmis zehirli bir hançerdir. Bu hançeri çikarmanin, ortak bir vicdanda bulusmanin zamani gelmis, geçmektedir.Üç kusaktan saygin otuz bes edebiyatçinin burnumuzun dibinde veya uzaklarda, belleklerimizde, düslerimizde; ama bir sekilde hâlâ "içimizde" yasamayi sürdüren, ülkemizin harcinda yer etmis Ermenileri konu alan metinlerinin bulustugu Içimizdeki Ermeni (1915-2015) baslikli derlemenin çikis noktasinda, meselenin iste bu insani boyutu vardir. Ne de olsa edebiyat, insani kavramak ve anlatmak, bireysel ve toplumsal bellegi canlandirip sagaltmakta en güçlü kozlara sahip "insani" ugraslardan biri degil midir? (Tanitim Bülteninden)