İlk Gün

“Sonsuz küçük ya da sonsuz büyük olan nedir ve her seyin basladigi sifir âni nedir?”
“Ben paleoantropologum, müzede çalismiyorum, bir Pierre’le, bir Antoine’la ya da bir Jérôme’la tanisma firsatim olmadi yillardir; çocugum yok; severek yaptigim zor bir meslegim var ve kinanacak yani olmayan bir tutku yasadigim için olaganüstü sansliyim.”
“Adim Adrianos, annemin dogdugu kasaba hariç, uzun zamandir ‘Adrian’ diyorlar bana. Astrofizikçiyim, uzmanlik alanim, Günes sisteminin disindaki yildizlar. Dünya yuvarlaktir, uzay bükülüdür ve evrenin sirlarini kavramak için yolculuk etmeyi, en iyi gözlem noktasinin, büyük kentlerin uzagindaki zifirî karanligin pesine düsüp gezegeni en ücra köselerine kadar, hiç durmadan, bir bastan bir basa dolasmayi sevmek gerekir. Sanirim, beni bunca yildir, insanlarin çogunun yaptiginin tersine bir ev, bir es ve çocuklara sahip olmaktan alikoyan, rüyalarimdan hiç çikmayan o soruya günün birinde bir yanit bulmak umudu oldu: Gündogumu nerede baslar?”
Iki idealist biliminsaniydilar... Iki eski sevgili... 15 yil sonra karsilastiklarinda ikisinin de yasaminda sadece bilim vardi... Ask tekrar araya girdi... Biri ilk insanin, digeri ilk günün pesindeydi... Güçlerini birlestirdiler... Ama aradiklarinin pesinde yalniz degildiler... Üstelik digerleri, yollarina ölüm tuzaklari kurmaya baslamisti bile...