İslam’da Felsefi Düşüncenin Doğuşu 2

Müslümanlarin yaptiklari sadece Yunan düsüncesini kabul etmek ve onun büyüsüne kapilmak mi oldu? Islâm Felsefesi nasil sekillenirken nelerden etkilendi? Islâm Felsefesinin Islâm ümmeti için, yenilenen nihâî bir yorum ve bu yaratici ümmetin çaglar boyunca ilerlemesinde itici bir güç oldugunda en ufak bir süphe yoktur. Müslümanlarin hayatlarinda ve tarihlerinde Islâm felsefesinin içerdigi gerçeklerden daha hayatî ve önemli hakikatlerin oldugu söylenemez. Kuskusuz Islâm felsefesi Müslümanlarin hayatlarinin bir cevheri, gelismelerinin bir aynasi oldugu gibi toplumlarinin içyüzünde bulunan üzüntülerin ve emellerin de bir yansimasidir. Bu felsefe, metafizik, tabiat, ahlak ve siyaset gibi bir çok konuda genis alanlariiçine almis ve çesitli ufuklari kapsamistir. Onu diger toplumlardan ve medeniyetlerden ayirt eden kendine özgü bir medeniyet ortaya koymustur. Dolayisiyla Islâm felsefesinin diger medeniyetlerinbir uzantisi yahut daha önceki felsefelerin ve düsüncelerin gelismemis bir sekli oldugunu söylememiz mümkün degildir. Belirli özelliklere sahip bir toplumdan kaynaklanan felsefîruh, elbette degisik özellikleri ve muhtelif ufuklari olan bir toplumun felsefî ruhundan ayri olacaktir.Islâm felsefesi her seye nüfuz edici olan yaratici ve aydinlatici bir çagin baslangiciydi. Yepyeni bir yaraticilikla geldi ve insanligin düsünce tarihine büyük tasavvurlar kazandirdi. Insan düsüncesini tavirdan tavira dönüstürdü. Bu seyir aslina varincaya kadar onlarin dayanak noktasi oldu. Neredeyse kayiplari, Müslümanlari ve felsefelerini dürüp ortadan kaldiracakti. Fakat o güçlüve canli olan felsefe, yeni düsünceler ortaya koyuyor, insanlari yeniden cezbediyor. Misir’li degerli Felsefe profesörü Ali Sami En Nessar, uzun bir aradan sonra yeniden dirilis belirtileri gösteren Islâm anlayisinin Müslümanlarin ana kaynaklarinda, bu medeniyetin üzerindeki perdenin kaldirilmasi gerektigini duyurmasindan beri kendisini, Islâm felsefesinin ve Islâm düsüncesinin dogusunun takipçisi oldugunu ifade ediyor Islam’da Felsefi Düsüncenin Dogusu isimli bu kitabinda. Yazar, Islâm felsefesi açisindan en kritik konu olan ilk merhalenin tarihini anlatiyor bu kitabinda.Birinci ciltte  konunun kendisi olarak degil de programini ele aliyor. Bununla Islâm felsefesi konusunda arastirmacilarin dikkatlerini arastirma metoduna çekmek istedigini belirtiyor. Bu felsefeyi ana kaynaklarindan nasil çikarabiliriz? Bunun üzerinde duruyor.Yazar kitabi hem metot hem de konusu itibariyle iki ciltte topluyor. Metin boyunca Islâm felsefesini omuzlayan ilk düsünürler hakkinda zengin bir arastirma ortaya koyuyor. Tamamen kendine özgü bir kitap.