Biz Türk Milli Mücadelesini hep Ankara üzerinden yazdık çizdik. İstanbul’a hep soğuk davrandık. Hatta onları biraz da hain olarak gördük.
Peki, bu koskoca Milli Mücadeleyi ne ile yaptık? Ankara’da mebusların toplanacağı bir bina bile yokken, bulunan binanın çatısında kiremit bulunmazken, yedi düvelin destek verdiği Yunanlıları hangi silahla yendik?
Ankara’da o tarihte olan silahlarında toplanıp bir yere kapatıldığı ya da İstanbul’a gönderildiği bir ortamda, işte İstanbul’un bu kahraman evlatları devreye girmiş ve tonlarca mühimmat, binlerce silah, hatta at nalı ve araba dingili bile göndererek bu savaşa büyük katkı sağlamışlardır.
İşte bu çalışma başta Osmanlı Harbiye Nazırından, Rus hayat kadınlarına kadar binlerce inanmış insanın hikâyesidir. Bu mücadele yapılmasaydı, bu silah ve mühimmat Ankara’ya taşınmasaydı acaba ne olurdu? Sonuç yine aynı olur muydu?
Mim Mim Gurubu, diğer gizli teşkilatlarda olduğu gibi, bütün mesaisini Ankara’dan gönderilen ihtiyaç listesine cevap vermek, İstanbul halkını korumak üzerine kurmuştu. Tonlarca malzeme ve silah, vapurlarla Anadolu’nun limanlarına indirmiş, bunu yaparken de kâh Fransızların desteği, kâh İtalyanlar, çoğu zaman da Ermeni ve Fransız vatandaşlarından destek almıştır.
Bu çalışmada, küçücük bir yer verebilsek de, bu kahramanların isimlerinin unutulmaması için yazdık. Bu teşkilatların gizli olması nedeniyle, çok fazla dışarı sızan bilgi olmamıştır. Ancak, özellikle Hüsamettin Ertürk ve Kemal Koçer Beylerin anıları, çalışmanın temelini oluşturmuştur.
Rahmi AKBAŞ
Öğr. Gör.
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli