Kentsel Devrim

Kent ve kentlesme konusu bugün toplumsal, politik ve ekonomik yönleriyle giderek daha fazla tartisilan bir gündem haline geldi; Henri Lefebvre'in eserlerine daha fazla referans verilmesinin, öneminin artmasinin nedeni de bu. Kentsel Devrim, Lefebvre'in Mekan'i toplumsal analizin merkezine alan ilk eseri. Bu bakimdan mekan ve kent konusundaki çalismalar kadar, sosyoloji, Marksist analiz ve radikal politika için de temel bir metin. Lefebvre, "toplumun bir bütün halinde kentlesmesi" hipoteziyle yola çikarak, hep kir-kent çeliskisi içinde ele alinan sehir kavraminin ortadan kalktigini, ortaya çikan "kent toplumunun" yeni yorum ve yaklasimlar gelistirilmesi gereken karmasik bir arastirma olarak görülmesi; kentin ise toplumsal analiz ve pratiklerin merkezinde yer almasi ve sehirlesme sorunuyla sinirlanmamasi gerektigini öne sürüyor. Onu yalnizca tüketimin ve yeniden üretimin degil, kapitalist üretimin de merkezine yerlestirerek, toplumsal-siyasal mücadeleyi üretim-fabrika eslesmesinden koparip, üretim-kent ölçegine ve vizyonuna tasiyor. Metalasma, pazar, bürokratiklesme üzerine kurulu soguk ve modernist kentlesme/sehirlesme yaklasimini reddederek, kentin sakinlerinin canli deneyimlerinin altini çiziyor. Sehir miti, kaliplasmis biçim ve biçimcilige karsi, özgün sosyal iliskiler, kendi kaderini çizebilme ve bireysel yaraticiligin öne çiktigi bir Kentsel Devrim hayal ediyor.