“Ben öyle çok içmem ama içtim mi de içerim! Neden içerim?
Hesaplasmak için. Kiminle? Kaderle. Basit bi laf gibi görünüyo ama
kaderle hesaplasamazsan zararli çikarsin. ‘Neden?’ diyceksin. Sen yer,
içer, yasar, kazanir, basarir bir hayat kurarsin. Kader de gider, senin
adina bütün hayatini kurusu kurusuna hesaplar. Gelir masaya pusulayi
birakir. Aaa! Bi bakmisin, elde avuçta hayat kalmamis. Yasanacak ne
varsa kadere borçlanilmis…”
Alper Atalan, gündeligi anlatiyor, bir vakanüvis gibi, ta Aziz Nesin’den
gelen mizah gelenegini sürdürerek sessiz sedasiz sehrin ve
memleketin nabzini sayiyor. Amcalari, teyzeleri, âsiklari, okeyde çifte
gidenleri, kolpacilari, bahtsiz duvarlari, parçali bulutlari, gele atanlari
konusturuyor. “N’oluyoruz lan” diyenleri duyuruyor. Yol da uzun sohbet
de. Konussak güzellesecegiz.
Kismet Iste, iyimser bir hasbihalin, hayat denen meddücezrin kisa
hikâyeleri… Yine ustaca, yine arkadasça…
Renk Bilgisi
karışıkçokrenkli